Haberin Orjinali Karadeniz’de SonNokta Gazetesinden alınmıştır.
Mustafa Yazıcı ile Tarihin Aynası
TUMAN, TOMAN derken…
KRALIN SARAYI
1- Trabzon’un kaç kalesi vardır..
2- Kimler tarafından yapılmıştır..
3- Ne anlam taşımaktadır..
Trabzon Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Trabzon belediyeleri tarih ve kültür kurullarının yayınladığı broşürlerde verdikleri bilgilere göre Trabzon kalelerini kimin yaptığı ve kimin oldukları meçhuldür.
Avrupalı araştırmacılar ve tarihçiler de aynı durumdadır. Çünkü: Trabzon kalelerini M.Ö. 400 yıllarında yapılmış göstermelerine rağmen “HORASAN KAYNAMASI” denilen çok güçlü beyaz bir Türk kireç ve çimentosuyla yapıldıklarını pek gündem etmezler. Batılılar işin puanı eski Trabzonlulara ve Türklere çıkmasın diye ‘kim yaptığı bilinmez’ diyorlar veya –kısmen de olsa- işi eski Yunan uydurukçuluğuna çeviriyorlar. Halbuki: Eski Roma(ve Bizans denilen Doğu Roma) bile bu kalelerden sonra ortaya çıkmıştır.
KALELERİN ROMALILARLA ALAKASI YOKTUR
Trabzon kalelerinin Ortahisar, Sotka, Liman, Moloz, Pazarkapı, Mumhane ve Tabakhane kapıları çok meşhurdur. Bu kalelerin Kommenlerle hiçbir alakası yoktur.
Zira Kommen dönemi beş bin senelik bilinen Trabzon tarihi içinde sadece 257 senedir(1204-1461). Üstelik I.Bayezid Hanın M.S.1398 tarihinde Samsun bölgesini almasından sonra Kommenler Osmanlıya vergi vermek durumnda kalmıştır. Sonra bu vergiyi vermek istemediklerinden dolayı Fâtih Trabzon’u fethetmek durumunda kalmıştır. Sadece II. Aleksios döneminde(1297-1330) bu kalelerin bazı yerlerinin tamir ediliğine dair bilgiler vardır. Kalelerin Romalılar ile de alâkası yoktur.
AŞAĞI, ORTA VE YUKARI HİSAR KALELERİ!
M.Ö.4 . Yüzyılda yapılan bu kalelerde onlara ait sadece bazı burç ilâveleri vardır. Yunanlı olup İranlıların paralı askerler komutanı olan Ksonofon M.400 yıllarında bu kalelerin varlığına rastladığını “ANABASİS” adlı kitabında da yazmıştır.
Ancak kimin yaptığı ve mimarisi konusunda bilgi verememiştir.
Kaleler aşağı, Orta ve Yukarı Hisar diye üç bölümdedir. Kale kısımlarının içinden iki de büyük Zağnos ve Tabakhane (Kuzgundere vadileri) dereleri geçtiğinden orta, doğu ve batısında kuzey ve güney kısımlarında olmak üzere tam altı köprü vardır. Zağnos Burcu da başlı başına bir kaledir. Doğusunda mezarlık, altında ve içinde ise hapishanesi vardır. Dış kalenin Moloz kısmını Fâtih’in yaptırdığı söylenmektedir ki kitabesi kuzeyde yerinde yoktur. Bölge valisi Tahsin UZER’in 1938’deki tarihi eser katliamında yok edilmiştir.
ZAĞNOS’TA MÜSLÜMAN -TÜRK TAMİR KİTABESİ
Zağnos burcunun batı girişi kapısı üstünde Roma devrinden kalma bir tamir kitabesi vardır ki yeri boştur. Bir diğer Roma devri kitabesi de Gazipaşa surunda Yavuz Selim Köprüsü çıkışındadır. Onlar da yok edilmiştir. Yerleri bellidir. Tarafımızından tespit edilmiştir. İki tane de Osmanlı dönemi Müslüman-Türk tamir kitabesi vardır. İkisi de Gazipaşa yolunun sağında ve solundadır. İç ve dış kaleleri birbirine bağlayan Zağnos Köprüsü’nün 1467 yılında Fâtihin en yakın arkadaşı ve fetih komutanlarından Trabzon valisi Zağnos Paşa tarafından yaptırıldığı ilmen bellidir. Ondan önce iki kale birbirlerine eski tarihlerden kalma bir ahşap küçük köprü ile birbirine bağlanıyordu. Tabakhane köprüsü de aynı durumdadır. Üstünde Osmanlı köprüsü, altında Kommen körüsü mevcuttur.
Tabakhane Camii önünden görünen yer altı geçitleri Kemerkapa kiliseleri ile limana çıkar. Zağnos vadisindekiler ise Moloz ve yukarı Hisar ile Atatürk Köşkü’ne kadar uzanır. Zağnos vadisinde bugünkü Kanuni Evi altından kaleye giren beş kapı ise örtülü olarak halâ yerindedir. Vaktiyle Molozda krokide görülen Roma Limanı da deniz olarak buraya çıkardı. Çünkü burada ve Pazarkapı’da Trabzon Darphaneleri vardı. Trabzon Surları içi para kesilen darphane şehri idi. İstanbuldan gelen nakliye erzak silah ve para vadi yukarı çıkan denizle kapılardan Ortahisara varırdı. Maalesef bu vadinin denizi de dolgularla yok edilmiştir. Halbuki deniz tekrar yukarı akıtılabilir. Turist eski Trabzona gelmektedir. Yenisinde turizm yok edilmiştir. Kalelerden çıkıp şehre bakacak yer bile yoktur. Ortahisar’dan vadilere bakılan sur pencereleri de kapatılmış, bu kaleleri bekleyep ‘ahzap’ denilen asker ve komutanların tarihini de Trabzon’da bilen yoktur.
TUMAN VE TOMAN!
M.Ö.280 ve 63 yılları arasında bölgede kurulan ve merkezi Amasya olan Pontus devleti de bu kalelerden sonradır ki Pontusa Romalılar son vermiştir. Rus işgalindeki Metropolit Hrisantosun tutmayan Pontus iddiası ise uyduruktur. Trabzonda tutunmak için bir yalandı. Paris konferansında da kabul edilmemiştir. Zaman zaman yeniden gündem edilmesi ideolojiktir. Tarihi değildir.
Şöyle ki; Trabzon kalesi konusunda en güzel bilgiyi Dede Korkud’un Salur Kazan Han Destanı vermektedir. M.S. 7.(yedinci) asırdan kalma olan Dede Korkut Destanlarının Trabzon’da geçenlerinde; M.Ö. 400 yıllarından kalma olduğu belirtilen bu kalelerin TÜRK KALESİ olduğuna dikkat çekildiği gibi; adının da Çincede TUMAN KALESİ olduğuna dikkat çekilmiştir. Kaynaklarda uzun yıllar araştırdım inceledim ki TUMAN Çince bir isim. Meğer TEOMAN’a Çinliler TUMAN ve TOMAN diyorlar. Zaten tarihte o devirde Türklerin en yakın komşuları Çinliler idi. Onlar da bugün Ay’dan bile bakılınca görülen ÇİN SEDDİ’ni de Türklerden korktukları için-tedbir olarak- böylesine muhteşem yapmışlardır. Bu tarih kitaplarında var ve ayrı bir konudur.
PEKİ TEOMAN KİMDİR?
Dede Korkud ise destanlarında (Meselâ: Salur Kazan Han destanında) tâ M.S. yedinci asırdaki kaleli Trabzon’a TİRABUZAN adını verilmiştir ki Trabzon köylerinde halk hep bu ismi kullanır. Peki TEOMAN kimdir? Şimdi onu belirtince Trabzon kalelerinin Trabzonluların olduğunu hemen anlayacaksınız. Trabzon kalelerinin yerli şifresi ilmen hemen çözülmüş olacaktır.
Teoman, tarihî kaynaklara göre M.Ö.3 asırda yaşamış olan en büyük Türk hükümdarlarındandır. Bütün dünya kamuoyunun tanıdığı Mete Han’ın babasıdır. Trabzon kaleleriyle asırdaştır. Mete Han, Asya Hun(Türk) imparatorluğunun kurucusudur. Babası Teoman’ın yerine hükümdar olmuştur. Teoman’ın diğer eşinden olan oğlunun adı ise OĞUZ’dur. İşte Trabzon’da O’nun adına birçok köye Oğuz ve Oğuzlu adı verilmiştir. Salur Kazan Han Destanının geçtiği Beşikdüzü ve Şalpazarı köylerinde çoktur. Malüm olduğu üzere Oğuz Han doğduğunda annesinin memesinden süt emmemiştir. Anası çocuk ölecek diye üzüntüden hasta olmuştur. O zamanlar İslâmiyet gelmemişti. Fakat eski ilâhi din kalıntılarına göre bir yaşayış vardı. Bu nedenle bazıları bâtıl yolda idi. Bir gece rüyasında Oğuz Han anasına: “Ana Yüce Allah yoluna –tam- girmedikçe ben sütünü emmem” dedi. Ana uyanır uyanmaz çocuk ölür diye korkarak tövbekâr oldu. O zamanki Hz. Adem’den beri gelen Tevhîd inancına göre uyduruk yer-gök tanrılarının şirkinden uzaklaşarak kendini Tevhîd inancına tam verdi. Bunun üzerine çocuk ana sütünü emdi.Anası da mutlu oldu. İşte Trabzon’daki Türkler İslâm’dan önce kundakta anasını İslâm’a davet eden Oğuz Han’ın soyundandır.
ŞİFRELERİ ÇÖZDÜK O ŞİFRE TEOMAN KALESİ
Bu gerçekleri araştırırken TRABZON KALELERİNİN ŞİFRESİNİ DE ÇÖZDÜK. ÇÜNKÜ: TRABZON KALELERİNİN GERÇEK ADI BÜTÜN DÜNYA ÜNİVERSİTELERİNDE OKUTULAN DEDE KORKUD DESTANLARINDA( MESELÂ SALUR KAZAN HAN DESTANINDA )NET OLARAK TOMAN ( TEOMAN )KALESİDİR.
Salur Kazan Han destanına göre: 7. asırdaki henüz fethedilmemiş Trabzon’da yaşayan Bizans Tekfuru( ki bugün Trabzon’da Erdoğdu’da bahçesinin adı halâ “Tekfur Çayırı” olarak yaşamaktadır) Salur Kazan Hanı Beşikdüzü yaylalarında yaşarken şehre ŞAHİN av kuşunu almaya gelince yakalatıp Zindan kalenin altında hapse, kuyuya ve domuz ahırına atmıştı. Sonunda oğlu URUZ (Beşikdizünde ARUZ DERESİ VE ARUZ KÖYÜ VAR) BİR ORDU HAZIRLAYARAK BİR DEVE VE KATIR KERVANI SİLAHI TÜCCAR-ESNAF KERVANI GÖRÜNTÜSÜNDE ZİNDAN KALE (Zağnos Burcu) YANINA GETİREREK VE ŞEHRİN KALE KAPILARINI GÜRZLE KIRARAK KURTARMIŞTIR. Hatta bu destana göre şehre gelmeden Kavak Meydan ilerisinde Ayasofya’yı da Fatih’ten önce almışlardı. Fatih’in Selçuklu ve Akkoyunlulardan sonra kale içini fethettiği de herkesin malümudur. Fatih, Rize’yi bile Mahmut Goloğlu’na göre, Vakfıkebirli komutan Cafer Paşa ve Hızır Bey’e fethettirmiştir.
AYASOFYA’NIN YERİNDE TAPINAK VARDI
Fakat bir gerçek daha var. Yedinci asırda Ayasofya yoktu. Yerinde bugünkü Ayasofya kuzeyinde bir tapınak vardı. Onu mescide çevirdiler, tevhid inancına göre. Çünkü: Mescit de İslâm’la birlikte ortaya çıkmıştır. Haçlılar putperestleri yenince kiliseyi yaptılar. Müslümanlar da Haçlıları yenerek mescid ve cami yapmışlardır. Eskisi tevhîd inancına, sonrası İslâm dinine göredir. Zaten ikisi de iman konusunda aynıdır. Amel konularında İslâm tevhidin genişidir.
Ayasofya konusunda Jeoloji Yüksek Mühendisi Araştırmacı Yazar ve de İLESAM Trabzon temsilcisi Ahmet MUSAOĞLU’nun yazdığı ve pek yakında yayınlanacak olan “AYASOFYA GERÇEĞİ” adlı eserde çok ilginç bilgiler vardır.
Yedinci asırda Trabzon’da yönetim başkalarında olsa da Müslüman ve Türk vardı. Zaten Bayburt’tan ötesini Azerbaycan’a kadar Dört Halife almıştı.
Zaten Dede Korkud Mekke’nin fethi nedeniyle Hz.Peygamberi ziyaret eden ve Müslüman olan ilk Türk mürşidi ve sahabesidir. Peygamberin isteği üzerine Türk dünyasını irşad etmiş, Trabzon’a da gelmiş 19 sene burada yaşamış, dört han yetiştirmiş, bu destanları söylemiştir. İşte bu destanlarda Trabzon kalelerinin adı TEOMAN KALESİ’dir.
KRALIN SARAYI
Bilinmeyen bir gerçek daha var.
Bizans Tekfurlarının(Kâfir Bölge Valilerinin) Trabzon’da beş stratejik yönetim yeri vardı. 1- Ortahisar dört katlı Tekfur kale Sarayı 2- Yukarı Hisar Kral Sarayı 3- Erdoğdu Tekfur Çayır, Bizans bölge valisi sivil evi ve bahçesi(Tıpkı bugünkü Atatürk Köşkü arkasındaki valilik evi gibi idi) 4-Zindan Kale(İç kale bu dış kaleden korunurdu) 4- Moloz Roma Limanı ve Pazar kapı(Yukarıdaki kale krokisinde mevcut) Salur Kazan Destanında ve 12 Dede Korkud Destanından Doğu Karadeniz’de geçen yedi destanda bildirilen KRAL SARAYI MEYDANİ Orta Hisar Kalesindeki meydandır. Bugünkü Kanuni Evi önü. Kralın Sarayı bu dört katlı kuyulu kale üzerinde idi. Buradaki saray Kanuni evi gibi yok edilmiştir. Çünkü; korunmamıştır. Şimdi benim görüntülediğim Ortahisar dört katlı kalesine bakarsanız destanda geçen Trabzon gerçeğini daha iyi anlayabilirsiniz. Bu gerçekler bugüne kadar neden örtbas edildi halâ merak etmekteyim ve de bu konuyu devamlı araştırmaktayım. Okuyucularımızın bilgilerine arz olunur. Bu nedenle de Trabzon kalelerine daha ciddî olarak sahip çıkılmalıdır.
– See more at: http://www.karadenizdesonnokta.com.tr/haber-detay/18068/Mustafa-Yazici-ile-Tarihin-Aynasi#sthash.8ZwUmCaj.vrRNnsOh.dpuf
Faydalı Belgler;
TRABZON KENT İÇİ ULAŞIMINDA TARİHÎ KÖPRÜLER
kıymetli bilgileriniz ve araştırmalarınız için çok teşekkürler..kale surları ile adeta hurafeleşen öngörüler yazılanlara ciddi okunulması gereken bir cevap olmuş..